içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

‘Bu Saatten Sonra Gelibolu’da Hukuksuzluğun Yaşanmasını İstemiyoruz’

Gelibolu Kent Konseyi bünyesinde 2021 yılı Aralık ayında kurulan Çevre Meclisi’nin başkan ve yürütme kurulu üyelerinin 2022 yılında yapılan genel kurul ile lav edilmesinin ardından başlayan hukuki süreç tamamlandı. Hukuksuz şekilde Çevre Meclisi’nden alındıklarını dile getiren Ali Kaya, haklılıklarının kanıtlandığını ve yeniden göreve iade edilmelerini beklediklerini belirtti.

‘Bu Saatten Sonra Gelibolu’da Hukuksuzluğun Yaşanmasını İstemiyoruz’

Gelibolu Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Ali Kaya ve yürütme kurulu üyesi Nevin Gökgöz, 2022 yılında Kent Konseyi tarafından Çevre Meclisi’nden lav edilmelerinin ardından haklarını aramaya başladılar. Hukuksuz bir şekilde görevden el çektirildiklerini belirten Kaya ve Gökgöz, başlattıkları hukuk mücadelesini iki yılın sonunda kazandılar. Kaya ve Gökgöz, şimdi Çevre Meclisi’ndeki görevlerine iadelerini bekliyorlar.

Yaşanan tüm süreç ile ilgili Ali Kaya ve Nevin Gökgöz ile yaptığımız röportajda sürecin nasıl ilerlediğini ve haksız bir şekilde görevlerinden nasıl uzaklaştırıldıklarını anlattılar:

Yaşanan süreci anlatan Çevre Meclisi yürütme kurulunda bulunan Nevin Gökgöz; “2021 yılında Gelibolu Kent Konseyi Çevre Meclisi kuruldu ve biz 2022’nin başında Kent Konseyi çevre meclisindeki diğer arkadaşlarla birlikte çok hızlı çalışmalara başladık. Bunlardan bir tanesi de çevreye olan duyarlılığımızı arttırmak için özellikle çöp geri dönüşüm ve eğitimler konusuydu. Bu projelerimizi Kent Konseyi yürütme kurulunda paylaştık. Ali Bey de bir taraftan Gelibolu’muzun UNESCO Kültür Mirası olması yönünde çalışmalara başladı. Bu çalışmalarımız Haziran ayına kadar sürdü. Çok kısa sürede birtakım desteklerle Bolayır ve Gelibolu içinde çalışmalar yaptık. Dünya Çevre Günü'nde hem Bolayır’da hem de 8 Haziran Marmara Denizi gününde Gelibolu içinde ve Okullarda çevre yarışmaları yaptık. Bunların hepsi beğenildi ve ses de getirdi. Hatta Valimizin talebi üzerine Valilik programına alındık.

Fakat 2022 yılının Temmuz ayında tesadüfi öğrendiğimiz bilgi ile Gelibolu kent konseyi Çevre Meclisi’ni lav etmek ister. Nedeni de isterse Kent Konseyi Yürütme Kurulu bir meclisi lav edebilir dediler. Elimize de bulunan yönetmelik ve yönergeye baktığımız zaman öyle bir madde yok. Bizi Çevre Meclisi’nden lav etmişler ve yeni bir meclis seçimine gidiyorlar. Bu çok üzücü bir durum. Çünkü yaptığımız çalışmaları biliyorlar. Kendilerine tekrar gerekçesini sorduğumuzda  ‘Neden böyle bir karar aldınız diye?’ Bazı arkadaşlar Çevre Meclisi’nin çok ön plana çıktığını belirttiler.

Çevre Meclisi için başka bir liste hazırlanmış. Girdiler seçime, Biz, bu seçimin hukuksuz olduğunu söyledik ama dinlemediler. Biz de yargı yolunu açtık. Adalet geç tecelli etti ama etti. Haklılığımız ortaya çıktı. Durum bundan ibarettir.

Bizi Çevre Meclisi’nden lav etmelerine rağmen durmadık tabii, çalışmalarımıza devam ettik. SODAM’da, Halk Eğitim Merkezi’nde, okullarda çevre ile ilgili eğitimler verdik. Radyo Trafik beni çağırarak yaptığımız çalışmalarımızı anlatmamızı istedi. Gelibolu Kent Konseyi bizi attı, İstanbul Kent Konseyi çağırdı. Orada da Gelibolu'da yaptıklarımızı anlattık. İstanbul Kent Konseyi'nde ben Gelibolu da yaptıklarımı anlatıyorum. Radyo Trafik de burayı anlatıyorum. Ama buradaki arkadaşlar yönergeyi değiştiriyorlar. Ali Bey şu anda bizim UNESCO ile ilgili kentte aldığı eğitimler doğrultusunda Gelibolu’da en bilgili kişidir” dedi.

O dönem çevre Meclisi Başkanı olan Ali Kaya da kendilerinin bir taraftan UNESCO kültür miras liste adaylığı üzerinde, diğer taraftan Kent Konseyi’nin kurulma amacına uygun şekilde çalıştıklarını dile getirerek; UNESCO sürecinde de eski belediye başkanı ile ciddi sorunlar yaşadığını engellerle karşılaştığını ve destek istediğinde başkanın bizler destek verirsek Gelibolu da ruhsat kesemeyiz diyerek konuyu kapattığını belirtti. Ali Kaya; “Diğer taraftan da Sivil toplum örgütleri temsilcileri ve kanaat önderleri olarak Gelibolu'da Kent Konsey’inin kurulması ve kent konseyinin işlevsellik kazanması yönünde baştan beri katkı vermeye çalıştık. Kent Konseyinin kurulması sonrasında meclislerin oluşturulması konusu gündeme geldi. İki ay sonra Kadın Meclisi, Gençlik Meclisi ve Çevre Meclisi seçimi yapıldı. Oluşan Çevre Meclisi'ne de Nevin hanımın özetlediği şekilde bizler aday olduk ve seçildik. Seçim sonrasında da yönetmeliğe bağlı, usul ve uygulamalar gereği hızlıca Gelibolu'daki eksikleri tanımladık. Gelibolu'nun çevreyle ilgili daha yaşanabilir bir kent olması ve sürdürülebilirlik noktasında projeleri önümüze koyarak, yazılı hale getirdik ve bu projeler doğrultusunda çalışmaya başladık. Bu çalışmaların devam ettiği süre içerisinde görüldü ki bize yardımcı olmak yerine Kent Konseyi Başkanı ve yürütme Kurulu yardımcı olmamak noktasına evrilmeye başladı. Sorguladığımızda ise Siz çok fazla proje üretiyorsunuz, bu projeleri bağımsız yapıyorsunuz ve bu noktada bizim üzerimize çıktınız. Yani kent konseyinin önüne geçtiniz ve kent konseyini geride bıraktınız şeklinde sözlü, başkan ve yürütme kurulu tarafından serzenişler oldu.

Tabii biz yapılacak projelerin de olduğumuz yerin de bilincindeydik. Bu noktada çalışmalarımızı hız kesmeden devam ettirdik. Sonuçta kendi aralarında almış oldukları bir karar doğrultusunda ve baştan çalışma yönergesinin elimizde olmasına rağmen Kent Konseyi'nin kurulduğu dönemde yönergenin Gelibolu Kent Konseyi Çevre Meclisi Çalışma Yönergesinin 6. maddesinin g fıkrasında asil ve yedek tüm yürütme Kurulu üyelerinin ayrılması, dağılması halinde veya Kent Konseyi Yürütme Kurulu kararı yanında, Çevre Meclisi Genel Kurulunun 2/3 çoğunluğunun talebi üzerine Olağanüstü Seçimli Genel Kurul toplantısı karardan en geç otuz gün içerisinde yapılır şeklinde net ve açık bir madde var. Bu maddenin ‘veya’ olan bölümü ‘ve’ şeklinde kent konseyi başkanı tarafından değiştirilerek hukuksuz şekilde genel kurula götürüldü. Bizim ısrarla ret etmemize, bu maddeye yönelik, bunun yapılamayacağına yönelik sözlü ve yazılı talepte bulunmamıza rağmen maalesef bu maddeye bağlı olarak genel kurula gidildi. Genel kurulda oldu bitti ye getirildi. Genel kurulda Divan Başkanına bizzat söz alarak bunun hukuksuz olduğunu, genel kurulun iptal edileceğini ve bu yapılanın kente çok büyük zarar vereceğini ifade etmemize rağmen hukuksuz genel kurul yapılarak çevre meclisi işgal edildi. Süreç bu şekilde devam ederken işin tabii bir de belediye başkanlığı yönü var. Artık öyle bir zorunluluk doğdu ki biz hukuken harekete geçeceğiz. Bu hukuksuzluk başladığı sırada genel kurul yapılmadan belediye başkanına bilgi verdik. Çözüm yerine siz ne gerekiyorsa yapın dedi. Genel kurul sonrası Gelibolu ve belediyeye zarar vermemek adına tekrar Başkan beyle görüştüğümüzde “Bunun çözüme kavuşması gerekiyor. Hukuksuzluk devam ediyor” dedik. Buna çözüm üretmesi gerektiğini kendisinden rica ettik. “Bakın dava açacağız. Konu davaya gidiyor. Kendi içerisinde olduğumuz bir kurumu dava etmek istemiyoruz” diye Sayın Başkan'a bizzat kendi makamında ifade ettik. “Ben buna karışmak istemiyorum. Orası bağımsız bir kuruluş. Dolayısıyla siz ne yapmak istiyorsanız yapın” şeklinde ifade kullandı.

Sonrasında tabi zorunlu olarak yürütmenin durdurulması ve hükmün iptal edilmesi için davayı açtık. Açılan davada başlangıçta Çanakkale İdare Mahkemesi davamızı reddetti. Hukuki haklarımız doğrultusunda dosya Bursa Bölge İdare Mahkemesi'ne gönderildi ve Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nden bizim talebimize mahkeme olumlu yanıt vererek hükmün iptal edilmesi noktasında kararını verdi ve tüm yapılan hukuksuzluk iptal edildi.

Gelelim bu işin idari ve kent genelinde yansımasına ve siyasi konjonktürde değerlendirilmesine. Gelinen nokta da belediye tarafından duyarsızlık, kent konseyi başkan ve yürütme kurulu tarafından haksız, hukuksuz yapılan genel kurul kente ve STK’lara ve kurum olarak da Gelibolu Belediyesi’ne had safhada zarar vermiştir. Kim tarafından? Kent Konseyi Başkanı, Yürütme Kurulu ve kayıtsız kalan eski belediye başkanımız tarafından. Bunun altını çizerek söylüyorum. Bizim temel amacımız; bu kentte Kent Konseyi ve STK’ların yapması gerekenlerin önünü açmak yerine, önünde durarak bu kente zarar vermek isteyen herkesin her şekilde statüsüne, mevkisine, makamına bakılmadan karşısındayız.

STK’lar Dünyada demokratik ülkelerde üçüncü bir güç ve siyaset üstüdür. Birincisi merkezi yönetim, ikincisi yerel yönetim, üçüncü de sivil toplum örgütleridir. Sivil toplum örgütlerinin güçlü olduğu noktalarda demokrasi ileri boyuta taşınmış refah seviyesi yükselmiş, sağlıklı çevre politikaları çözüme kavuşmuş ekonomik kalkınma sağlanmış ve beşeri ilişkiler ve cemiyet hayatı gelişerek çok daha üst düzeye çıkmış ve kurumsallık yerleşmiş ve toplumsal barış sağlanmıştır. Bizim temel amacımız bunları yapmaktır. Bu doğrultuda hızlı bir şekilde yol alırken sanki örgütlü bir gücün karşımıza çıkarak bizi lav etme isteği Gelibolular olarak bizleri derinden yaraladı.

Bugüne geldiğimizde ise belediyeye 1 Mart 2024 tarihinde tebliğ edilen kararın eski belediye başkanı tarafından uygulanmasını bekledik. Ancak ne arandık ne de sorulduk. Buna rağmen bizler daha dikkatli ve sorumlu, kurumsal anlayışla hareket ederek yaşanan tüm bu haksız ve hukuksuzluğu siyasete alet etmedik. Durumun sorumluluğunu alarak siyasetin kazananı ve kaybedeni tarafında olmamak adına açıklamaları seçim sonrasına bıraktık. Bu konuda sorumluluğu ben üzerime alıyorum. Artık hukuksuz şekilde yeniden seçilen Çevre Meclisi geçerli değil” dedi.

Göreve iadeleri için Belediye Başkanı Ali Kamil Soyuak ile görüştüklerini belirten Nevin Gökgöz ve Ali Kaya; “Geçtiğimiz günlerde yeni Belediye Başkanı Sayın Ali Kamil Soyuak ile görüşerek, durumu anlattık ve kendisine bilgi verdik. Sayın Başkan konuyu bilmediği için evrakları bizden aldı. Hukuk departmanı ile konuşup size bir hafta içinde geri döneceğim dedi” diyerek göreve iadelerini beklediklerini belirtti. Gelibolu’nun dünya markası olduğunun tekrar hatırlanması için çalıştıklarını belirten Kaya; “Hukuksuzluğun bu saatten sonra Gelibolu’da hiçbir kurum ve kuruluşta yaşanmasını istemiyoruz. Buna tahammülümüz yok. Biz çalışmak, üretmek istiyoruz. Gelibolu’nun 6 bin yıllık tarihi geçmişi ve yüzlerce kültür varlığı ve kadim kültürü ile hak ettiği müreffeh seviyeye taşınmasını arzu ediyor ve çalışıyoruz. Bu kentin dünya markası olarak tekrar bir daha lansmanının yapılmasını istiyoruz. Bunu Gelibolu Yarımadası olarak söylüyoruz, Çanakkale adıyla söylemiyoruz. Bakın altını çizerek tekrar söylüyorum. Gelibolu Yarımadası Dünyaca bilinir, Gelibolu olarak bilinir, Çanakkale olarak değil. Önümüzdeki süreçte tüm Gelibolu’daki kurum ve STK’lar ile birlikte dostça çalışmak isteğimizi belirtir saygılar sunarız” dedi.

Özel Röportaj: Cevriye ŞAHİN

Tarih: 18-04-2024

FACEBOOK YORUM
Yorum