-
KORAY AKKUŞ
Tarih: 17-02-2025 20:36:00
Güncelleme: 17-02-2025 20:36:00
Çocukluğumuzun en önemli eğlencesi idi Lunaparklar. Okullar kapanır kapanmaz kurulur, yaz ayları boyunca adeta ikinci evimiz olurdu. Gündüz denize gider, akşam kapanana kadar Lunapark’ta eğlenirdik. Çocukluk işte… Yaz geldiğinde, lunapark oyuncaklarını taşıyan kamyonların gelişini dört gözle beklerdik. Çünkü bilirdik ki okullar kapanınca Lunapark gelecek… Lunapark nasıl kurulur, nasıl izin alınır, o yıllarda hiç bilmezdik. Ancak 2024 yılında onu da öğrenmiş olduk…
2024 yerel seçimlerinden sonra Gelibolu’da Lunapark kurulacak alan Belediye yetkililerince belirlendikten sonra, ihale dosyası hazırlanarak ilan ediliyor. İhaleye 2 istekli katılıyor. İhalelerde rekabet ortamının oluşması gerek. Fakat bu ihale katılımcılarından anlıyoruz ki, biri istekli, diğeri o kadar istekli değil. Çünkü ihale katılımcılarından bir grubun Lunapark işiyle ilgisi var ancak diğer tarafın hiç yok. İhale şartnamesine bakmak gerek, işi ehline teslim etmek her zaman iyidir. Yoksa bu şuna benzer, inşaat işini manava vermek.
İhale başladıktan sonra, bir anda Belediye Başkanı ihale salonuna geliyor ve iddiaya göre 1 milyon liradan aşağı vermem, siz bilirsiniz, ihaleyi iptal ederim diyor, gidiyor. Bu iddia gerçek ise müdahale açıkça kamu ihale kanununa aykırı ve telaffuz edilen rakam ihalenin başlangıç bedelinin çok çok üzerinde. İhale evraklarının incelenmesi gerekir. Bu olaydan sonra istekliler kara kara düşünüyor. Daha çok istekli olan hali hazırda bu işi yapan taraf, bu fiyatı teklif edemeyeceğini söyleyerek ihalenin iptal edileceğini düşünerek çekilme kararı veriyor. Ancak tam bu esnada diğer isteklinin yanında bir Belediye Meclis üyesi var. Bu Belediye Meclis Üyesi birkaç telefon görüşmesi yaptıktan sonra biz bu işi, bu fiyata yaparız diyerek 1 milyon lira üzerindeki teklifi ihalede bulunan arkadaşa iletiyor, teklif kabul görüyor ve ihale bu şekilde neticeleniyor. Tam bu andan sonra ihaleden çekilen taraf ile Lunapark ihale edilen istekli arasında Belediye içerisinde başlayan arbede belediye dışına taşıyor. Bu arbede esnasında Gelibolu Belediye Meclis üyesi belindeki silahı çekiyor ve Gelibolu Belediye Başkanlığı’nın önünde silahıyla ateş ediyor. Bam. Bam. Bam.
Evet yanlış duymadınız. Gelibolu Belediyesi önünde, bir belediye meclis üyesi ihaleden sonra silahını almış, üstelik Lunapark’ta gördüğünüz silahlardan değil, gerçek silah… Bam, Bam, Bam…. Ben de diyorum. Vay, Vay, Vay.
Eminim Gelibolulu birçok vatandaşımızın bu olaydan haberi olmadı. Çünkü olay tüm titizliğiyle kapatıldı.
O arada bana gelen bir telefon, silahıyla ateş eden belediye meclis üyesinin ruhsatlı silahı olduğunu, yeni yönetimden üst düzey belediye yetkililerinin de araya girdiğini, şüpheli Belediye Meclis Üyesi tarafından emniyet görevlilerine olayda kullanılmayan ruhsatsız bir silahın teslim edildiğini söylüyor. Ancak kamera kayıtları olmadığından ve/veya olayın kameralar tarafından tespit edilemediğinden konunun aydınlatılamayacağını söylüyor. Emin misin diyorum? Yemin ederim ama ispat edemem diyor. İlk defa böyle bir deyim duymakla, madem olay adli makamlara intikal etti, adli makamlar çözer diyor konuyu kapatıyorum.
Değerli okur, bu konuya sadece adli mesele olarak bakmamak lazım, olayın ele alınması gereken toplumsal, idari ve siyasi yönleri var.
Halk tarafından seçimle idarecilik görevi verilmiş bir siyasinin belediyenin ihale işinde ne işi var? Belediye Meclis Üyesinin bu işlerden uzak durması lazım, Kanunen de mümkün değil, ayrıca etik değil. Bir Belediye Meclis Üyesinin, ihale sonrasında belediye önünde silahla ateş etmesi sizce nedir? Bunu okurun yorumuna bırakıyorum.
Gel gelelim, Lunapark hizmete giriyor. Çocuklar sevinçli, park dolup taşıyor. Belediye Başkanı, Lunapark’ı sık ziyaret ediyor, her ziyarette ihale sonrası yaşanan olaya karışan Belediye Meclis Üyesi, Belediye Başkanını karşılıyor. Birlikte Lunapark’ı geziyorlar, çocuklara hediyeler dağıtılıyor. AK Parti Çanakkale Milletvekili Gelibolu’ya geliyor, yine Belediye Meclis Üyemiz Vekili karşılıyor Lunapark’ı gezdiriyor. Bunların hepsi Belediye Başkanlığının sosyal medya hesaplarında var, ben ekran görüntülerini aldım. Sizler de inceleyebilirsiniz. Belediye önündeki olay tesadüfen oldu varsayalım, fakat bu karşılamalardan anlaşılan galiba Belediye Meclis Üyemiz perde arkasında Lunapark işletmecisi!
Olaylar burada da bitmiyor. Bu kez Lunapark ihalesi nedeniyle aralarında husumet bulunan ihalede yer alan diğer grup ile Belediye Meclis Üyemiz bir daha karşı karşıya geliyor. Bu kez kavgaya dönüşen olayda Belediye Meclis Üyemiz yeniden silahına davranıyor… Yine Bam. Bam. Bam. Bu kez kan dökülüyor ve Belediye Meclis Üyemiz tutuklanarak cezaevine gönderiliyor. Bu da adli bir konu, bizim konumuz değil. Ancak ihaleye giren iki grup arasında yaşanan iki olay ve her olayda silahına davranan Belediye Meclis Üyesi!
Buraya kadar okuduklarınıza “vay neler oluyormuş” dediğinizi tahmin edebiliyorum. Şu ana kadar okuduğunuz kısma kadar tarafların siyasi yönlerinden bahsetmedim. En hayret verici kısmına gelelim.
Bu ihale işinde ve sonrasında silahlı olayların içerisinde yer alan ve AK Partili siyasilerle el ele kol kola olan Belediye Meclis Üyemiz AK Partili değil, Mecliste çoğunlukta bulunan diğer siyasi partinin üyesi.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu… Çık işin içinden çıkabilirsen.
Belediye Başkanının, her Lunapark ziyaretinde CHP üyesi Belediye Meclis Üyesinin orada ne işi var? Eğer Belediye Başkanının davetiyle geldiyse, davete katılan başka belediye meclis üyesi neden yok?
İhaleye katılan diğer taraf ile Belediye Meclis Üyesi neden silahlı kavgaların tarafı oldu?
Bu olaylardan İç İşleri Bakanlığı’nın herhangi bir bilgisi neden olmadı?
Gelelim diğer tarafa,
Sosyal medya platformunda yaptığı beğeniler nedeniyle partisinden sayısız üyeyi ihraç edebilecek kadar duyarlı İlçe Başkanı bu olaylar hakkındaki düşünceleriniz nedir? Siyasi parti üyeniz, Belediye Meclis Üyesinin karıştığı adli vakalar nedeniyle disiplin soruşturması başlattınız mı? Bu sizin savunduğunuz değerlere yakışıyor mu? Çıkın, ‘böyle bir olay yaşanmadı’ açıklaması yapın. ‘Belediye Meclis üyemizin Lunapark işi ile ilgili hiçbir ilgisi yoktur’ deyin ki halk bilgilensin, bu iddialar vahimdir. Yoksa bu iş örgütün başı olarak size yazar unutmayın. Bu arada sizin bir temsilciniz bizi kuşlar alemine soktu, kuşlar aleminin bir üyesi devekuşu vardır, bilir misiniz?
Çok kıymetli okurlar biz gördüğümüz olayları, bildiğimiz doğruları geçmişte olduğu gibi sizin için yazmaya devam edeceğiz
Sonuç olarak, 2024 yerel seçimlerinden sonra yaşanan bu olaylar nedeniyle ben en azından çocukluğumuza dair bir şey öğrendim.
“Çocuklar Lunapark’ta oynarken, büyükler Squid Game oynuyormuş…”