içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

AK Parti Grup Başkanvekili, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan Çanakkale'de yatırım deryası var

AK Parti Grup Başkanvekili, Çanakkale Milletvekili ve Çanakkale'den tekrar aday olan Bülent Turan, 'Çanakkale’nin A’dan Z’sine baktığımızda muazzam bir yatırım deryası. Bunun ayağa kalması, bunun devam etmesi AK Parti ile olacağını tüm insanlarımız görüyor ve söylüyor.' dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan Çanakkale'de yatırım deryası var

Turan; Ak Parti hikayesinde her dönem yenilenme, tazelenme vardır. Turan, AK Parti aday tanıtımından sonra 24 Haziran'daki seçim için değerlendirmelerde bulundu. AK Parti’nin seçimden sonra büyük bir oy farkıyla, büyük bir çoğunlukla iktidar olacağını, meclisteki çoğunluğu alacağını ve Meclis Başkanlığını da bu açıdan değerlendirileceği ifade eden Turan, "Bu toplumun genel beklentisi. Zaman zaman ortaya çıkan anketleri söylüyorum. Türkiye daha da büyümeyi, ekonomik, siyasi ve demokratik olarak büyümeyi, yatırımlarla büyümeyi devam etme tercihinde bulunacaktır." dedi.

ÇANAKKALE'DE A'DAN Z'YE YATIRIM VAR

Çanakkale milletvekili olduğunu bir kez daha hatırlatan Turan, Çanakkale'nin tarihindeki en büyük yatırımları aldığını söyledi. Turan, Çanakkale’nin A’dan Z’sine baktığımızda muazzam bir yatırım deryası. Bunun ayağa kalması, bunun devam etmesi AK Parti ile olacağını tüm insanlarımız görüyor ve söylüyor. O yüzden yeni dönemde de Meclis Başkanı kim olur başka bir soru ama AK Parti kendi içerisinden Başkanını, yönetimini çıkaracaktır, meclisteki çoğunlukla beraber yeni dönemi inşa edecektir. " ifadelerini kullandı. 

EKONOMİSİ DİPTE OLAN BİR ÜLKEYİ AYAĞA KALDIRDIK
 Ekonomi ile ilgili yapılan eleştirileri de değerlendiren Turan, adeta ekonomisi yerin dibinde olan bir ülkeyi ayağa kaldırdıklarını söyledi. Turan şu açıklamalarda bulundu; " Bizim 15 yıllık iktidarımızla ilgili ‘yapsaydınız 15 yıldan beri’ diyorlar. Ama 15 yıldır biz adeta ekonomisi, yerin dibinde olan bir ülkeyi ayağa kaldırdık. Demokrasisi 10 yılda bir darbelerle engele uğrayan bir Türkiye’yi aldık. Bunu inşa etmek kolay olmadı. Ekonomik gelişmeleri Olağanüstü Hal (OHAL) ile ilişkilendirenleri iyi niyetten uzak buluyorum. Hangi yatırımcı, hangi ekonomik değer üretmek isteyen şahıs OHAL’den dolayı bu adımı atamamış ki bunu söylüyorlar. OHAL, Anayasa’nın Hükümete verdiği, ihtiyaç halinde kullanılması gereken bir sistem. Biz 15 Temmuz’u daha dün yaşadık. Hala ordumuzda, hala polisimizde, hala kurumlarımızda gizli olarak bu işlerin içerisinde olan insanların ayıklanması söz konusu. FETÖ darbesinin kalıntıları bitmedi ki OHAL’i kaldıralım. OHAL’i kaldırıp kaldırmama tartışması ekonomiden bağımsız, siyasi, sosyal, terör bu konulara bakmakta fayda var. Türkiye siyasetinde görüyoruz güçlü bir lider var; FETÖ ile mücadele ediyor. Ama bu güçlü liderin FETÖ ile mücadele ederken, kurumların elinin rahat olması lazım. Örneğin, siz hakim ya da savcısınız. Karşınızda ifadesi alınması için getirilmiş yüzlerce FETÖ mensubu var. Zaman sıkıntınız var, bunu OHAL ile aşabiliyorsunuz. OHAL’in amacı terörün bertaraf edilmesi, ekonomiyi de rahatlatan bir adım olması. OHAL’i kaldırmak gerekiyorsa bugün kaldıralım sorun değil ama OHAL’i kaldırın diyenler en çok FETÖ’cüler. O yüzden ben ekonomik gerekçelerle OHAL’in ilişkilendirilmesini doğru bulmuyorum.

15 YILDIR ENGELLERLE KARŞILAŞTIK
 15 yılda büyük adımla atarken hep bu vesayetçi anlayışın engelleriyle karşılaştık. Bazen basın oldu, bazen asker oldu, bazen değişik durumlar oldu. Temel haklarımızı bile biz 15 yılın 10’uncu yılında alabildik. Türkiye bunlarla zaman kaybetti. Ama şimdi yeni dönemde diyoruz ki; bırakalım vesayeti, bırakalım kurumların dayatmalarını, bırakalım uluslar arası operasyonları Türkiye kendi ayakları üzerinde yürümeye; ekonomide, siyasette, demokraside, her alanda büyümeye devam etsin istiyoruz. Seçim kararından sonra biliyorsunuz onlar muazzam rahatsız oldular. 15 yılda AK Parti iktidarında ekonominin seyrine bakalım. Faizlerin düşmesinden, yatırımların artmasından, dünyaya örnek olmasından başlayalım, her alanda iyiyiz ama seçim kararından sonra olağan üstü artan doların hangi gerekçeyle arttığını biz bilmiyor değiliz. Dün bir adım atıldı ve bu adımın hemen olumlu bir geri dönüşü oldu. Öncelikle Erdoğansız Türkiye iddiasını hayata geçirmek isteyenler değişik algılarla geldiler ancak sonuç alamadılar. Şimdi son bir ay sözüm ona ekonomik sıkıntı sorunu yaratıp da ‘acaba Erdoğansız Türkiye’nin kapısını aralar mıyız?’ endişesi ve kavgasını ortaya koyuyorlar. Ama kamuoyu bilincini ortaya koyarak bu yaklaşımı kabul etmedi, ekonomik çevreler buna izin vermedi ve bağımlı kurumlar müdahalelerde bulunarak tekrar bu kırılmayı sağlamış oldu. Bu seçime kadar devam edecek. Ama seçimden sonra göreceksiniz her şey yerine oturacak. AK Partili Türkiye’nin ve AK Parti’siz Türkiye’nin yatırımda ve ekonomide ne ifade ettiğini veya neyi ifade etmediğini kamuoyu zaten biliyor. Biz bu dövizin artmasına rağmen söylüyorum, IMF ile pazarlık mı yaptık, IMF’den kredi almak zorunda mı kaldık? Bizim argümanımız güçlü! Anlık bir sarsılma var fakat biz zaten tedbirimizi almıştık. Biz teslim olalım, IMF’ye gidelim, başka yerlerden para alalım demiyoruz ki."

HABER: MEHMET BOZKURT

Tarih: 29-05-2018

FACEBOOK YORUM
Yorum